Fikirler, bizim hayata karşı savaşan askerlerimizdir. Fikir üretmek için de düşünmek gerekir. Düşünce üretmek içinse çokça okumamız şart. Eğitmek, eğitilmek ve eğitimli olmak.
Sizlere de rastlıyor, bir cümle paylaşılıyor ve aynı cümle anlamını kaybedene kadar serseri yaprak gibi bir o yana bir bu yana savrulup duruyor. Ne kadar da ezberciyiz. Hazırcıyız.
Ezberlenen ders daima unutulur. Anlaşılan konu, işte bir ders size. Ama biz anlamayı sevmeyiz, kısa yol daima en makbul görülendir. Yani önyargı gibi kolaydır.
Kaçımız düşünce denizinde boğuluyor, kaçımız o denizde yüzücü?
Bakarak anlam çıkarmak, görerek düşünmek ve anlamak ; belki de en sade anlatım budur. Sayfalarca kitaplar bunu söylemeye çalıştı, çalışacak. Ama çoğunluk sadece bakacak.
Ezberci Kafalar gerçek, ezbere yaşayanlar kadar. Doğru bilinen yanlışların ayak açıp yürümesi bundan. Mantıksız her şeyin savunucusu da onlar.
Büyük beyinler yorulmuş olsa da, bazen göç edip tenhalığa sığınsa da bir yerlerde üretmeye devam eder. Çaya şeker atarken bile.
Gençlerle sohbeti seven büyükler, onları dinlemeyi seven gençler ; çizilen en güzel tablolardan biridir. Her konu yeni bir kapıyı açar, her kelime yeni bir cümle kurar. Böylece hem beyin doyar, hem maneviyat beslenir.
Hayatta manevi zenginliğin yerine geçecek pek bir şey yok. Ekmekle su kadar gerçektir, gereklidir, ihtiyaçtır.