Ergenlikte anksiyete ve panik bozukluk

Abone Ol
Ergenlik, insanın en hızlı büyüme ve değişim gösterdiği dönemlerden biridir. Fiziksel değişimin yanında, salgılanan hormonların etkisiyle duygularda da dalgalanmalar meydana gelir. Bu dönemde sebepsiz korkular, kabuslar, fobiler, gece yalnız uyuyamama ve anksiyete neredeyse kaçınılmazdır.Duygusal yoğunluk nedeniyle ergenin karmaşa yaşaması normaldir. Özellikle anksiyete temelli sıkıntılar bu dönemde tavan yapar. Takıntılı düşünceler, davranışlar, panik nöbetleri sıklıkla yaşanır. Kimi geçici, dönemsel olsa da bazı durumlarda normal sınırı aştığında yetişkin yaşamda da devam eden anksiyete bozuklukları söz konusudur.
Ergenlerde anksiyete bozuklukları en sık görülen rahatsızlıklardan olmasına rağmen en az bilinenlerden biridir. Anksiyete diğer ismiyle kaygı aslında yaşamımızı sürdürmemiz, kendimizi tehlikelere karşı korumamız için gerekli bir duygudur.hayatımızın belli dönemlerinde, belli durumlar içerisinde kaygılanmamız olmazsa olmaz.
Anksiyete geçici olarak, duruma uyum için ortaya çıktığında koruyucu bir etmen olmasına karşın, sürekli ve kontrol dışı hale geldiğinde ise kişiye zarar vermeye başlar. Anksiyetede en sık rastlanan belirtiler; titreme, kalp çarpıntısı, nefes daralması, ani sindirim sistemi bozulması, uyuşma, halsizlik, gerginlik, dikkati toplayamama, zihnin olumsuz/kötü düşüncelerle dolması, sık nefes alıp verme olarak sıralanabilir.
Anksiyeteye bağlı farklı rahatsızlıklar söz konusudur. Ergenlik döneminde özellikle en sık karşılaşılanlar ise; soysak fobi, obsesif kompulsif bozukluk ve panik bozukluktur.
Panik bozukluk; ortada herhangi bir neden yokken nefesin bir anda daralması, göğüs sıkışması, terleme, çarpıntı, kasılma ve ‘öleceğim, kontrolümü kaybedeceğim’ benzeri düşüncelerin eşlik ettiği ataklardır. Yaklaşık olarak on dakika süren bu ataklar yaşayan kişi için saatler boyu sürdüğü hissini uyandırır. Bir defa bu atağı yaşayan kişi artık bir daha ne zaman bu atağı yaşayacağının kaygısını yaşamaya başlar. Dolayısıyla bir kısır döngü haline gelir ve kaygı düzeyi arttıkça atakların gerçekleşme ihtimali de artar.
Diğer yandan kişi atak yaşayacağı korkusuyla bir süre sonra sosyal ortamlardan kendini çekmeye, sorumluluklarını yerine getirmemeye başlar, tıpkı bir girdaba kapılmış gibi… eEgenlerde de aynı şekilde okula gitmek istememe, evden dışarı çıkmama, vaktini televizyon ve bilgisayar ile geçirme gözlenir.
Kimi zaman ergenlerde karşılaşılan bu belirtilerle ilgili olarak ergenin ilgi çekmek vs için yaptığı düşünülür özellikle ebeveynler tarafından. Sebebi her ne olursa olsun ciddiye alınmalıdır, zira dikkat çekmek için dahi olsa niçin dikkat çekmeye çaktığı da üzerinde durulması gereken önemli bir nokta olmalıdır.
Panik bozukluk ile baş etmede farklı yöntemler, yaklaşımlar vardır. Kaygının temelinde ne olduğunun, kaygıyı neyin tetiklediğinin ve kaygı yaratan düşüncelerin belirlenmesi ile davranışsal ve bilişsel yöntemlerle üstesinden gelmek mümkündür.
Unutmayın, kaygınızı kontrol etmezseniz kaygınız sizi kontrol etmeye başlayacaktır.