'Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış' de büyüklerimiz. Atasözü çok önemli ve değerli çünkü her önüne gelen, bilgisi, birikimi ve tecrübesi olmadan her konuda yorum yapabiliyor. Aklına ve ağzına geldiği gibi konuşan, insanların işi ve ekmeğiyle oynuyorlar. Turizmi bilmeyenler turizmi, tarım bilmeyenler tarımı, ticareti bilmeyenler de ticareti yorumluyor.
Bu kentin ekonomisini 3 T ile ayakta. Bunlardan biri turizm, biri tarım, biri de ticaret. Yani bu 3 T olmazsa ne ekonomi olur, ne de yaşam.
Bakın bugün inşaat sektörü dibe vurdu. Kentte herkesin ekonomisi bozuldu. Bir çok müteahhit, kıt kanaat giderlerini karşılayabiliyor. Her yerde satılık ev ve arsa ilanı var. Ne alan var, ne satan. En küçük bir kıvılcım turizmi bitiriyor, en küçük bir iddia tarıma darbe vuruyor.
Birileri çıkıyor, tarım ürünlerinde ilaç kalıntısından söz ediyor. İnandırıcılığı ve güveninirliği olmayan, tarım ile ilgisi uzaktan yakından bulunmayan, toprağa eli değmemiş, tarımın t'sini bile bilmeyen biri çıkıp büyük bir sektörü karalamanın derdine düşüyor.
Tarım sektörü birilerinin oyuncağı değil, bir milletin geçim kaynağı. Tarım fakirin de, zenginin de geçim kapısı.
Karşılaştırmalı analizi olmadan, şahitli numune almadan, resmi makamlara doğrulatmadan birilerinin üreticiye ve tarım sektörüne yönelik sözleri altından kalkılmaz sonuçlar doğurabilir.
İlçe Tarım Müdürlüğü, İl Tarım Müdürlüğü ya da Tarım Bakanlığı 'Tarım ürünlerinde ilaç kalıntısı var' demeden, ortada tarafsız bir ürün tahlili yokken ileri sürülen iddialar, o insanların ne kadar bilgisiz, birikimsiz ve tecrübesiz olduğunu gösteriyor aslında.
Alanya çiftçisi bindiği dalı hayatta kesmez ama kesilmesine de izin vermez.
Çünkü çiftçi ürettiği ürünü sadece satmıyor, kendisi de tüketiyor.
Tarımı bilinçsizce yok etmeye çalışanlar ve buna çanak tutanlar, aslında hem şehrin hem de kendilerinin ekonomisini yok ediyorla.
Öte yandan iddialar almış başını gitmişken İl ya da İlçe Tarım Müdürünün çıkıp belgelerle konuşması gerekiyor.
Üreticinin emeğini harcamaya kimsenin hakkı yok. Buna dur diyecek makamlar ise adli ve idari merciler olmalı.
Yerli Malı Haftası’nda çocuğunun okuluna mango ve kivi götürüp bunu yerli diye yutturmaya çalışanlara sorulmalı. Fidanı yurt dışından gelen, ata tohumu olmayan bu ürünün nesi yerli ve milli. Konuşmaya, araştırmaya ve eleştirmeye buradan başlamalı...
Pestit iddialarına ‘Asılsız’ diyen yöneticilerin bunu kapalı kapılar ardında değil, avazı çıktığınca cevaplaması gerekir.
Aski halde bu kentin üreticilerini zan altında bıkaraklar kadar buna sessiz kalanlar da hatalıdır.
Benden bugünlük bu kadar. Hadi kalın sağlıcakla