Elektrikler kesilmiyorsa elbette vardır bir hikmeti…

Abone Ol
Kırk küsur yıllık hayatımın son çeyreğinde yaşama karşı verdiğim oldukça “yoğun” mücadele nedeniyle o çok “güvendiğim” hafızam, tek tuşuna basınca belleğinde kayıtlı olan tüm bilgileri şak diye gözümüze sokan bilgisayar kıvamını kaybetti belki ama, yine de iş görüyor sağ olsun…
“Gün gelir lazım olur, istifle bir kenara” diye yüklediğim bilgi, anı, diyalog gibi bilumum verileri yeri ve zamanı geldiğinde, “hiçbir düğmeye ya da tuşa basmadan” kendiliğinden şeyime sokuveriyor, gözüme…
Son çeyrekte oldukça “hor kullanmış” olmama rağmen, gösterdiği bu “başarılı performans” nedeniyle seviyorum hafızamı...
Dün yapacağını yaptı yine…
Gazetedeki, eskiden “memur kooperatifi arsası büyüklüğünde” olan, ama şimdilerde “komşunun arsasına tecavüz eden memur kooperatifi arsası büyüklüğüne” terfi etmiş olan masamda oturmuş, sağ tarafımdaki pencereden “şakır şakır” yağan yağmuru seyrediyorum…
O kadar “şiddetli” yağıyor ki mübarek, ister istemez insanın “içi ürperiyor” hafif de olsa…
İşte hem içimdeki o “hafif ürperti”, hem de gönlümdeki “ulan bi sevgilimiz olsa böyle şiddetli yağmurun altında yürür müydük acaba” gibi karışık duygular içerisinde yağmuru seyrederken kafamda birden bir “ampül” yandığını hissettim…
Sürekli yanmıyor ama, yanıyor, sönüyor, yanıyor, sönüyor…
İşte o an anladım ki, hafızam bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor, dürtüyor yani…
“Keşke bir sevgilim olsa da yağmurun altında yürüsek” düşüncesinden hemen sıyrılıp, kendimi hafızamın şahsıma hatırlatmak istediği konuya yoğunlaştırdım bir anda…
İşin içinde “ampül” olduğu için, önce “siyaset arenasında” şöyle bir gezindim kafamın içinde ama olmadı…
“Asıl mevzu bu değil birader” dedi içimden bir ses…
Bu düşüncelerle rampayı sıyırıp, yokuş aşağı salınca kavradım asıl mevzuyu…
Çok değil üç-beş ay önce Alanya’ya böylesine şiddetli, böylesine yoğun yağmur yağdığı zamanlarda ya da havaların soğuduğu ve milletin “klimalara yüklendiği” zamanlarda ne olurdu…
Fazla düşünmeye gerek yok…
“Şak” diye “elektrikler kesilirdi”…
Ve saatlerce de gelmezdi…
Peki şimdi durum nasıl…
Son birkaç gündür Alanya’ya şakır şakır yağmur yağıyor, hem de en şiddetlisinden ama maşallah, “elektrik konusunda” hiçbir sıkıntı yaşanmıyor…
Dün bizzat araştırdım, soruşturdum, hiçbir bölgede bu anlamda bir sıkıntı yaşanmamış…
AKEDAŞ tarafından günler önce açıklanan “bakım onarım çalışmaları” nedeniyle yapılan zorunlu ve planlı kesintilerin dışında elektriklerimiz kesilmiyor artık…
Peki bunun sebebi ne…
Elbette AKEDAŞ tarafından Alanya bölgesine yapılan yeni yatırımlar…
Peki bunun Alanya’daki mimarı kim…
Elbette AKEDAŞ’ın Alanya Bölge Koordinatörü Ahmet Sait Akboğa…
Çok “peki” dedim, biliyorum ama birkaç kez daha söyleyeceğim, idare edin artık…
Peki, ben Ahmet Sait Akboğa’yı “2014 Yılının EN Başarılı Koordinatörü” ilan ettiğim yazımda ne demiştim…
“Alanya’nın böyle idarecilere ihtiyacı var” demiştim…
Peki, niyetlerinin “üzerimden prim yapmak” olduğunu adım gibi bildiğim ve “dost sandığım” birileri ne yapmıştı…
Benim yazdığım o yazıyı “güya çürütmek” adına, kendi “tetikçilerine” yazdırdıkları “eleştiri ve iftira dolu” yazıyı facebook sayfamda paylaşıp, “kamuoyunun dikkatine” diye anons etmişlerdi…
Hemen ertesinde Ahmet Sait Akboğa’yı “yakından tanıma şerefine” eriştiklerinde bana hak vermişlerdi zaten ki, bunlar işin başka boyutu…
Şunu söylemeye çalışıyorum…
Eğer bugün hiç durmadan “şakır şakır yağan yağmura” rağmen Alanya’da “elektrik sorunu yaşanmıyorsa”, bunu AKEDAŞ Alanya Bölge Koordinatörü Ahmet Sait Akboğa gibi “işinin ehli” idarecilere borçluyuz, bu bir…
Bendeki hafıza da böyle bir alem işte…
Bir kenara attığı “küllenmeye yüz tutmuş mevzuları” yeri ve zamanı gelince gündeme atıveriyor…
Ortaya da çıka çıka böyle bir yazı çıkıyor…
Kimse kusura bakmayacak artık…