Her neslin birbirine söylediği o sihirli cümle bugünkü yazıma ilham oldu doğrusu. ’Bizim zamanımızda böyle değildi.’ Sahi, nasıldı bizim zamanımızda öğretmene, okula ve okul kurallarına bakış açısı.
Mesleğim olmasının yanı sıra tüm yaşamım boyunca, eğitime ve eğitimcilere karşı duyduğum saygı fazladır. Şöyle bir düşünsenize, dünyada biz ebevynler için en kıymetli varlığımız olduğunu iddia ettiğimiz evlatlarımızı daha minicikken emanet ettiğimiz insanlar öğretmenler değil midir? Sırf bu yüzden bile, bir fazla dikkat etmek gerekir onlara karşı, lakin günümüzde her şeyin içi boşaltıdığı gibi eğitime ve eğitimciye karşı da tavır ve yaklaşım oldukça değersizleştirildi. Elbette evlatlarımızın gördüğü yanlış tutumlara karşı sorgulayıcı ve düzeltilmesi hususunda ısrarcı olmalıyız ama ince çizgilere dikkat ederek.Bilirz ki okulda sadece öğretim yapılmaz yanında eğitim de verilir hatta ‘ eğitim önce evde başlar sonra okulda devam eder’ deriz ya hep. İşte bunu bilerek değerlendirmeliyiz kuralları.
Okul kuralları bazı kesimlerce ‘saçma-gereksiz-abartılı’ bulunuyor, ama okul kuralları aslında bireyi sosyal hayata uyum için hazırlayan temel disiplin. Disiplinden kastım, öğrenmeyi kalıcı davranış haline getirme. Okuldaki kurallara uymayan bireyleri izleyin toplumsal yaşama da adapte konusunda sorun yaşar. Okulda yapılması hoş karşılanmayan her şeyin temelde davranışa katkısı olduğunu bilerek bakarsak ‘kızımın makyajını neden sildiriyorsunuz hocam ?’ diye soran velilerle karşılaşmayız belki de J
Zamane çocukları , gençleri diye yakındığımız nesli bizler yetiştiriyoruz. ‘Ben yaşayamadım, yapamadım o yapsın ‘ mantığı bizleri bu çıkmaza getiriyor. Unutulan şu çünkü; senin ihtiyacın olan sosyal veya duygusal açıdan her şey onun ihtiyacı olmayabilir. Onu kendimizden bağımsız bir birey olarak kabul edip ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak cevap vermeliyiz. Yetiştirdiğimiz sadece evladımız değil , gelecekteki toplum.
Bu bilinçle yeni fidanlar yeşertmek ümidiyle.