Edep Ya Hu

Abone Ol

Bizim Yunus’un tasavvuf anlayışı ne kadar da güzeldir. Yüzlerce yıl önce yazmış olduğu dizeler nasıl da insanlığa ışık oluyor. Yalın, belagatsiz ama samimiyet dolu olduğu için ne kadar da etkili. Yunus’daki sakinlik, huzur, tevazu nasıl da ilaçtır bilene. Hayatın karmaşası içinde sözleri Yunus’a ait olan Yunusca icra edilen güzel bir müzik eseri dinlemek ne iyi gelir insana… Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, dediler ilim geride, illa edep illa edep… Bir kişi ilimden önce ahlakı, edebi, terbiyeyi öğrenmelidir. İyi insan olmayı bilmelidir. Yunus’un Rabbine inandığını söyleyen hatta onun dinini temsil ettiğini söyleyenlerin ağızlarından kötü söz hatta küfür çıkması ne kadar da yanlıştır. Dedem rahmetli, sarığıyla cübbesiyle ona buna küfredenleri görseydi “kıyamet alameti” derdi… Zarif, kibar, nezaket, estetik ve incelik sahibi tatlı sözlü bir derviş gibi sakin, huzurlu Anadolu insanıydı büyüklerimiz. Nasıl oldu da ağzından küfürler hakaretler iftiralar saçan, kin ve nefret tohumları eken sahte alimlerin ardına düşer olduk, anlamak mümkün değil…

İslam; kadim medeniyetimizin adıydı ve barış demekti, esenlik demekti, huzur demekti. Ne zaman din; kin ve nefret duygularıyla dünyalık elde etmek için, bir sopa olarak kullanılan argümana dönüştü?... Tek gayesi dünyalık mevki makam olan ve bunun için her yolun mübah olduğu bir din anlayışı yoktur. Dünya, ölümden sonraki hayatın kazanıldığı veya kaybedildiği bir imtihan yeri olarak görülür. Hatta Yunus “Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için, Hakkın evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim” der. Davası çok net olan Yunus gibi bir fener var önümüzde… “Bir lokma, bir hırka” düşüncesi kanaat ve rızanın ölçüsü ve tasavvufi ifadesidir. Bu ölçü, ifrat ve tefritten uzak olarak korunabildiği sürece, belli değerler ve insanî duygular da korunabilir. Tasavvuf büyükleri, dünyayı ve dünya malını değil, kalbi dolduran ve başka sevgilere yer bırakmayan “dünya sevgisini” yermişlerdir. Nitekim Mevlânâ’nın şu sözü bu konudaki ölçüyü ne güzel belirtir: “Dünya nedir? Dünya ne kumaş ne de paradır...” Dünya; insanı, insanlığından çıkaran, Allah’tan gafil bırakan, iyilikten, güzellikten, hak yoldan ayıran şeydir...

Muhabbetle...