Dünya ve Biz

Abone Ol

Köyde benim rahmetli bir amcam vardı. Çok çalışkan, zengin bir insandı. Daima çalışırdı. Çok babayiğitti, çok dürüsttü. Üç beş kişiye bedel kuvveti vardı. İçki sigara kullanmazdı. Böyle meziyetleri olan bir kimseydi.

Onun tarlasının önünden yaz tatilinde sabahleyin kızlar, delikanlılar geçiyorlar, sonra dönüyorlar. Bizim evle kasaba arasında yedi kilometre mesafe var. Bir gün dayanamamış sormuş:

"Siz ne yapıyorsunuz?"

Demişler ki;

"Biz yürüyüş yapıyoruz. Vücudumuz kuvvetlensin, idman olsun; sıhhatimiz ve beden eğitimimiz gelişsin diye yapıyoruz."

Köylü tabiriyle demiş:

"Böyle boş işlerle uğraşacağınıza bir fukaranın, bir zavallı fakirin tarlasını belleseniz, çapalasanız, orada bir iş yapsanız da bir sonuç olsa ya!.."

Bu basit, sade bir görüş gibi, temenni gibi görünüyor ama benim çok hoşuma gitmiştir.

İnsanlar birçok şeyi boşuna yapıyor. Birçok idmanı, eğitimi boşuna yapıyor. Hâlbuki boş olmayan bir şekilde Allah'ın razı geleceği ve sonucunda güzel semereler, güzel eserler, güzel işler yapılan çalışmalar hâlinde düşünülmesi daha iyi olur...

Dünya hızla değişirken yapılan her şeyin iyi, planlı ve faydalı olması ki bu “Socrates’in bilimin filtresi dediği ölçüdür” çok önemlidir.

Hızlı bir siyasî değişim, hızla değişen bir dünya karşısındayız. Bir kere onları düşünmemiz lazım. Bu değişmelerin her birisi bizi ilgilendirebilir. Avrupa'daki değişim rüzgârları Avrupa'da yaşadığımıza göre bizleri etkiler. Başka yerlerde yaşayan kardeşlerimizi de o ülkenin içindeki değişim etkiler. Mesela Rusya'da yaşayan kardeşlerimizi Rusya'daki siyasî durumun kötüye gitmesi, hükümetin değişmesi, komünistlerin tekrar iktidara gelmesi etkiler. Balkanlar'daki savaşlar bizi çok etkiliyor. Bizim oradaki durumumuzu değiştirebilir. Arnavutluk'un durumu, Bosna'nın durumu, Kosova'nın, Sancak'ın, Makedonya'nın durumu çok önemli.

Bu gün bizim medeniyetimizin temsilcileri olarak, Amerika'da da kilit durumdayız!

Bunu bütün Cumhuriyetçiler, Demokrat Parti mensupları; hepsi biliyor. Eğer biz derli toplu bir çalışma yapsak istediğimiz partiyi iktidara getirir, istediğimizi başkan yaparız. İstemediğimizi de istemediğimiz için başkan yapmayabiliriz.

Uluslararası malî sıkıntılar, bunalımlar, düşüşler, çıkışlar bizi ilgilendirir. Japonya'nın sarsılması, Pasifik Kaplanları'nın iktisadî durumlarının bozulması, Malezya'daki kargaşa, Endonezya'daki iç bunalım, tahribat vs. hızla gelişen, yüzde dokuzla ilerleyen Endonezya'yı sarsmıştır!

Endonezya dünyanın en kalabalık müslüman ülkesidir! Müslüman ülke olup da müstakil olan, müstakilen yaşayan müslümanların ülkesi olarak en kalabalık ülkedir. Endonezya'da bir fırtına, bir kasırga kopmuştur, altı üstüne gelmiştir. Parası pul olmuştur. Bunlarla ilgilenmek gerekiyordu. Daha önceden ilgilenseydik daha iyi olurdu. Şu anda ilgilenmeye başlarsak ilerisi için iyi olur. İlgilenmezsek ilerisi için zararlı olabilir.

Sonra bu diyarlarda yaşayan milyonlarca kardeşimizin eğitimi, dünya ve âhiret saadetleri çok önemli! Eğer dünyalık kazanacağım, zengin olacağım derken bunlar âhiretlerini mahvederlerse çok ziyan etmiş olurlar. Dünyaları mâmur olur ama İslâm'dan uzaklaştıkları için âhiretleri mahvolduğu için aslında çok büyük ziyana düşmüş olurlar! Onun için buradaki kardeşlerimizin doğru, gerçek din eğitimini almaları çok önemlidir.

"Doğru" sözünü vurgulamak istiyorum:

Her eğitim, her din eğitimi "doğru" değildir. Eğri din eğitimleri vardır, sapık din eğitimleri vardır!..

Biliyorsunuz, geçmiş yıllarda Amerika'da [dört yüz kişi kadar] insan gitti, ormanda topluca intihar etti. Sonra İsviçre'de bilmem kaç villada bir grup insan yine topluca intihar etti.

Neden?

Onlara dinî bilgiler veren başkanları, onları sevk eden, yöneten, sürükleyen insanlar onlara inanç bakımından böyle yaptıkları takdirde âhirette şuna erecekler, buna erecekler [vesaire şeklinde] bazı şeyler söyledikleri için adamlar isteyerek topluca intihar ettiler. [Bunu], inandıkları için [yaptılar] ama inançları yanlıştı. Hayatlarını vermeleri, samimi olduklarını gösteriyor. Ama biz biliyoruz ki bu samimiyet faydalı bir samimiyet değil.

Müslüman oluyor, yanlış bir şeye iman ederse yanlış inanç Allah indinde makbul değil!

İnsanın iç huzuruna da faydası olmaz!

Hepimizin idraki nispetinde, irfanı nispetinde, ilmi, imkânı, malî gücü nispetinde, mevkii makamı, satvet ve kuvveti nispetinde medeniyetimize karşı borcu vardır, ödevleri ve görevleri vardır...

Selam olsun omuzundaki yükün sorumluluğunu bilen iyilik elçisi canlara...

Muhabbetle...