İnsan, içine fırlattıkları yaşam deneyimlerinin duygusal yüküyle başa çıkmakta zorlandığı için terapiye gelir varoluşsal açıdan. Danışan konumundaki birey kendini terapiye getiren deneyimlerin sadece kendine aitmiş, sadece kendi yaşıyormuş hisseder. Sadece kendi başına geldi gibi görmek içsel yalnızlığın ifade ediliş şeklidir. Bir dizi filmin karakterinde gördüğünde o içerde hissettiği yalnızlık duygusuna su serpilmiş gibi olur. Yani o da benim gibi yaşıyor, yalnız değilmişim ya da dizi karakterinin problemi o kadar büyük olabiliyor ki benim derdimden büyük dertler de varmış diyebiliyor. Böylece o kurgusal dünya aracığı ile yalnız olmadığını kendisine göstermiş oluyor.
Dizi film karakterleri aynı zamanda bilinçdışında işleyen özdeşim ve savunma mekanizması sayesinde de dertli izleyicinin imdadına yetişmiş gibi olur. Kurgusal dünyanın karakteriyle özdeşim kuran kiş,i izlediği karakter olur. Karakterin dertleriyle üzülmek, iyileştiğinde sevinmek, haksızlığa uğradığında öfkelenmek o karakter ile ne kadar özdeşim kurduğunun göstergesidir.
Kişi ötekine ait bir şeyi izlediğini düşündüğü zaman savunmaları, dirençleri çok daha az olur. Bu da dizi karakterinin yaşadıkları olaylar üzerinden kendisini görebilmesi ve oradaki müdahaleleri de iç dünyasına almasını kolaylaştırmış olur aslında. Dizi aracılıyla bir nevi suya sabuna dokunmadan ruhsal sağaltım sağlanmış olabilir. İzleyici, dizi filmde kendisi olmadan da kendisiyle yüzleşme fırsatı bulmuş oluyor aynı zamanda.
Dizilerdeki kurgusal dünyada izleyici duygusal zorluğunu yaşamaksızın, hayat hikayesini ekranda izleyerek aktarım nesnesi olarak duygusal çatışmalarının sağaltımına yardımcı olur.
Gestalt yaklaşımında bitmemiş mesele; o zaman ve orada yani yaşandığı zaman diliminde doyurulmamış, tatmine ulaşamamış ve bu yüzden de kişinin zemininde enerji yüklü olarak kalmış duygusal ihtiyaçları tanımlar. Bitmemiş meseleler ucu açık sinir uçları gibidir, şimdi ve buradaki yaşantıda uyaran bir durumla karşılınca acı verir. Bu acı ruhsal sağaltım için bir işarettir. Kişi dizi filmi izlerken oradaki karakterin yaşadıklarına bakarak duygudan duyguya savrulduğu, kendisinin bitmemiş meselelerinin ipuçlarını görüyor. Bu görüş hali genellikle bilinçdışında oluşur. Bu, ekrandan ayrılmak istememe hali bu tür dizileri izleme arzusunu artırır çünkü aslında orda farkında olmasa da kendisinden parçalar bulmuştur. Bitmemiş mesele o kurgusal karakter üzerinde çözümlendiğinde, kişi kendi sıkıntılarına da sanki çözüm bulmuşçasına rahatlar. Kurgusal dünya aracılığı ile diziler ruhsal sağaltıma katkıda bulunurlar şairin dediği gibi:
Bak aynı başına gelmiş adamın benim başıma gelen
O da üzülmüş aynı benim gibi...
Benimki daha acıklı değil
Onunkinden, fiyakalı değil onun acısı benimkinden
Sade güzel olan kelimeler...
Sade kelimeler...
Kelimeler...
(Yılmaz Erdoğan)