Deprem

Abone Ol

Bilim insanı bir yandan araştırmalar yaparken bir yandan eğitim yoluyla gelecek nesilleri yetiştirmek bir yandan da bilimsel gerçekler ile toplumu ikaz etmekle görevlidir…
Bilim insanları hakikatin savunucusu olmak zorundadır. Bilimsel araştırmalar yanlışlanabilen geçici doğrulardır. Bilimden maksat; hakikati aramak ve insanlığa yol göstermektir. Faydayı, zararı toplumsal ve bireysel anlamda ortaya koymaktır. Bu işi yaparken özgürce davranmak, herhangi bir etki altında kalmadan toplumu aydınlatmaktır…
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de deprem ile ilgili bilimsel çalışmaları yapan uzman jeoloji mühendisleri, jeofizik mühendisleri yerin hareketini uzun yıllar inceleyip, araştırıp muhtemel depremleri öngörmektedir. Uluslararası yayınlarda kabul görmüş, atıf yapılan önemli çalışmaları yapan bilim insanları toplumu aydınlatmak için açıklamalar yapmaktadırlar. Deprem ile direk ilgili fay hatlarının durumu, enerji birikmeleri, kırılmalar takip edilmektedir…
Bilim çoğunlukla üzerine düşeni yapmıştır. En azından bir kısım bilim insanları kariyer yapmaktan ziyade toplumu aydınlatma görevini yerine getirmiştir. Bu aşamadan sonra görev kamu ve yerel yöneticilerinin bilimin ışığında yapılan ikazları dikkate alarak gerekli çalışmaları yapmasıdır…
Deprem bir afet şeklidir. Afet yönetimi ise öncesi, anı ve sonrası olarak üçe ayrılır. Deprem sonrası yönetimi devlet millet dayanışması ile aşılabilen, zamana yayıldığı için de çoğunlukla yaraların sarıldığı bir süreçtir. Afet anındaki yönetim konusunda birçok eksikler olmasına rağmen afetin büyüklüğüne ve alanına göre değerlendirmek daha doğrudur. Bu anlamda deprem büyüklüğü ve şiddeti ne kadar büyükse, etki alanı ne kadar genişse müdahale imkânı o derecede geç ve düzensiz olabilir. Yine de zararın büyüklüğünü kısıtlı bir ölçekte büyütebilir. Esas hazırlık ise afet yönetiminden önceki yapılanlardır…
Önceki hazırlıkta, eğer bir deprem ülkesi iseniz büyük bir ekonomik planlamaya ihtiyaç vardır. Zemini yerleşime uygun olmayan yerleşkeler sert zeminli yerlere taşınmalı, gecekondular yıkılıp mühendislik hizmeti görmüş düzenli kentler yapılmalı, kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm şeklinde uygulanmamalı, dikey yerine yatay yapılaşma desteklenmeli, kaçak yapılara asla af yoluna gidilmemeli, inşaat aşamasında denetimler tavizsiz yapılmalıdır. Kamu binalarının yapımında ihalelere şeffaflık ve rekabet desteklenmeli, denetim mekanizması liyakatli kişilerce yapılmalıdır. Tarım alanları ve yeşil alanlar imara açılmamalıdır…
Toplum da bu duyarlılığa sahip olmalıdır…