Gazeteci milleti olarak, sürüngen hayvanların “cinsel yaşamlarından” tutun, yollardaki kum kamyonlarının “tonaj sorununa” kadar her halttan anlarız ya…
Sık sık soruyorlar…
“Seçimlerin sonucu ne olur?” diye…
“Ben nereden bileyim, ortada bir sürü anket var, onlara bakın” diyecek oluyorum ama hiç kimse yemiyor…
Yemiyor, çünkü bu anketlerin “tarafsız” yapıldığına inanmıyor hiç kimse…
“Parayı cebine koyan”, aman pardon dilim sürçtü, kalemi eline alan anket sonucu açıklıyor…
Kimine göre AKP yüzde 48, kimine göre yüzde 38…
Kimine göre CHP yüzde 30’un üzerinde, kimine göre yüzde 24…
Kimine göre MHP yüzde 20’yi aşmış durumda, kimine göre yüzde 14…
Her anket yapanın, “nalıncı keseri” gibi sonuçları kendi tarafına yontması nedeniyle bu sonuçlara “inanmamak” gayet doğal...
İşte bu nedenle, ısrarla bir kez daha soruyorlar…
“Seçimler nasıl sonuçlanır?”…
Israrlı sorular karşısında tahminde bulunmadan önce şunu peşin peşin söylüyorum…
Valla bizim milletin ne yapacağı hiç belli olmaz…
“Sağ gösterir, sol vurur, sol gösterir, kafa atar”…
AKP’nin ilk defa girdiği ve “tek başına iktidar” olarak çıktığı 2002 seçimlerini çok iyi hatırlıyorum misal…
AKP listesi hazırlanırken, sıra kavgası “ilk beş”, bilemediniz “ilk altı” için yapılmıştı…
Çok sevdiğim bir meslektaşıma Konya listesini “yedinci” sırası teklif edilmişti, hiç unutmam…
“Mümkün değil seçilemem” diye teklifi kabul etmeyip, elinin tersiyle itmişti adeta…
Aynı arkadaş, seçim sonuçları açıklandığında yine elinin tersiyle kafasını birkaç kez duvara vurdu tabi, o ayrı konu…
Seçimlerden önce “sol gösterip”, seçimlerde adeta “kafa atarak” DYP ve MHP’yi barajın altında bırakan yüce Türk seçmeni sayesinde AKP Konya’nın 16 milletvekilinin 14’ünü kazanmıştı…
İlk altı adaydan sonra “dolgu malzemesi” olarak yazılan isimler de “vekil” olarak Ankara’nın yolunu tutmuştu…
Uzun lafın kısası, “bu milletin ne yapacağı” hiç belli olmaz…
Siz bakmayın, “MHP’nin Antalya’dan beş milletvekili çıkarması mümkün değil” diyenlere…
Hiç belli olmaz…
MHP’nin ülke genelinde yükselen ve hızla yükselmeye devam eden bir trendi var, bu bir…
Kim ne derse desin, babasının Alanyalı olması dışında Alanya ile “hiçbir bağı olmayan” Avukat Sena Nur Çelik’i “Alanya adayı” olarak içime sindiremediğimden dolayı bana göre listelerdeki tek “Alanya adayı” MHP’li Cafer Uyar, bu iki…
Kaldı ki, Cafer Hoca Alanya’nın bağrından yetişmiş, ömrünü bu memlekete adamış, siyaseti bilen, sorunlara vakıf, köylünün de kentlinin de “dilinden anlayan”, derdinizi, sıkıntınızı hiç çekinmeden rahatça ifade edebileceğiniz, gece-gündüz demeden kapısını çalabileceğiniz, ulaşmakta zorluk çekmeyeceğiniz bir isim, bu üç…
Yerel seçimlerden önce “imkansız” gibi görünen büyük bir başarıya Adem Murat Yücel ile birlikte imza atarak, tarihinde ilk defa Alanya Kalesi’ne üç hilalli bayrağı diken ekibin başında “imkansızı” başarmış bir ekip lideri, bu dört…
Partisi, görüşü, fikri, zikri, yaşı, cinsiyeti ne olursa olsun Alanya seçmeninin Cafer Hoca’ya oy vermemesi için “zerre kadar” bile sebep yok, bu beş…
Bakın dikkatinizi çekerim “MHP’ye” demiyorum, “Cafer Hoca’ya” diyorum…
Eğer Alanya halkı, Ankara’da gerçek anlamda kendisini temsil edecek, kendisiyle yakından ilgilenecek bir milletvekili seçmek istiyorsa -ki istediğini biliyorum-, bunun tek adresi Cafer Uyar…
Anlatmak istediğim mevzu AKP, CHP ya da MHP değil, bunu bir kere daha vurgulamakta fayda var…
Şunu tüm samimiyetimle söylüyorum ki, eğer AKP listesinin beşinci sırasında bir Hüsnü Akçalıoğlu yada ne bileyim bir Mustafa Başak olsaydı, veya CHP’de bir Alanya adayı olsaydı aynı şeyleri onlar içinde yazardım…
Ama olmadı, bu anlamda yapacak bir şey yok…
Ve bundan sonra yapılacak tek şey var…
O da şu…
Alanya olarak “Cafer Hoca’nın etrafında kenetlenip, Alanya’yı görmezden gelenlere unutamayacakları bir ders vermek”…
Bana kimse “MHP Antalya’da beş vekil çıkaramaz” falan demesin…
En başta da dediğim gibi…
Bu millet sağ gösterir, olmadı sol gösterir, aradan kafayı çakıverir…
Aklınızda olsun…