Türkiye'de yeme içme sektörü, özellikle de çiğköfte ve döner gibi sokak lezzetleri, son yıllarda yatırımcıların gözdesi haline geldi.
Uzmanlara göre, doğru lokasyonda açılan bir çiğköfte dükkanı, yıllık yüzde 350'ye varan gelir elde edebiliyor. Döner dükkanlarının getirisi ise ortalama yüzde 105 civarında. Bu rakamlar, altın, döviz ve hatta konut gibi geleneksel yatırım araçlarının getirisini geride bırakıyor.
MALİYETİ DÜŞÜK, KARI BÜYÜK
Özellikle çiğköfte ve döner gibi ürünlerin maliyeti düşük, satış fiyatı ise yüksek olduğu için kar marjları oldukça yüksek. Yemek yeme ihtiyacı temel bir ihtiyaç olduğu için bu sektörde sürekli bir müşteri potansiyeli bulunuyor. Franchise sistemi sayesinde işletme açma ve yönetme riski azalıyor. Yemek fiyatları genellikle enflasyonla birlikte artış gösterdiği için bu sektör, enflasyona karşı bir koruma kalkanı görevi görebiliyor.
Borsanın dalgalanması ve altının fiyatındaki düşüşler, yatırımcıları daha güvenli limanlara yöneltiyor. Döviz kurunun nispeten sabit olması, yatırımcıların farklı alanlara yönelmesine neden oluyor. Faizlerin düşmesiyle birlikte bankada para tutmanın getirisi azaldı. Bu durum, yatırımcıları daha yüksek getirili alanlara yönlendiriyor. Uzmanlar, önümüzdeki dönemde de yeme içme sektörünün büyümeye devam edeceğini ve özellikle franchise sistemine yapılan yatırımların karlı olacağını öngörüyor. -Haber Merkezi