Günlerdir 8 yaşında öldürülen küçük yavrumuz Narin konusunun aydınlatılmasını bekliyoruz.
Narin’in neden öldürüldüğü ile ilgili kesin bilgiler yok ama çarpık ilişkilerin olduğu yorumları asılsız görünmüyor.
Narin’e ne olduğu ile ilgili konuşamıyorsak topluma neler olduğunu konuşalım.
Bize neler oluyor neler yaşanıyor artık akıllar durma pozisyonuna geldi. Sosyal medyada psikologların, psikiyatristlerin küçük yaşta taciz, tecavüz olayları yaşayıp susmak zorunda bırakılanların ileriki yaşlarında yaşanan travma örnekleri ile dolu. Yaşanılan akıl almaz olayların cezasının caydırıcılığı olmadığı sürece daha nice evladımızı kaybedeceğiz. Bununla ilgili özellikle anne baba ve öğretmenlerin izlemesi gereken bir film tavsiyesinde bulunmak istiyorum. ’ŞŞŞ KIZLAR BAĞIRMAZ’ Filmin konusu 8 yaşında önce tacize sonra tecavüze uğrayan Şirin in hikayesi. Bağıra bağıra gelen felaketini duymayan anne baba ve öğretmeni. Küçük Şirin’i güvenilir sandıkları kişiden koruyamamaları. Haysiyet şeref itibar adı altında evlatları pahasına susan ailelerin çocuklarının hayata yansımaları. Ve haksız yere yargılanan Şirin’in son sözü “Ben 8 yaşındayken öldüm ama hiç kimse katilimi aramadı” oldu.
Küçük Narin de konuşmasın bağırmasın diye öldürülmedi mi?
Gördük deneyimledik İsviçre’den İtalya’dan Fransa’dan aldığımız kanunlarla evlatlarımızı kadınlarımızı haksız yere öldürülen insanlarımızın korunamadığını anladık mı? Bütün hücrelerimle siyasilere sesleniyorum. Toplumun kanayan yarasına kulak verin idam yasası getirilsin.
Güç nefsi coşturan bir etken. Nefislerinize yenilmeyin. Dış mihraklara ülkeyi de satsanız yaranamazsınız. Halkınıza kulak verin.
Devlet büyüklerimiz Narin olayının takipçisi olacaklarını söylüyorlar. Bu ülkede adaletin adaletle sağlanamadığını bildiğiniz için mi dahil oluyorsunuz?
Kara para aklayıcıların ve dolandırıcıların davasının kararını unutmadık. Adalet mülkün değil mülk adaletin temelini oluşturmuş.
Ahlak bozulunca itikatta bozuluyor maalesef.
Kalın sağlıcakla…