Dünyada yaşanan tüm acıları topladım. Tartıda en ağır geleni savaş oldu. Depremler, yangınlar onun kadar acıtmadı, yakmadı kimseyi. İnsanın insandan çektiği kadar hiçbir şey tartıda ağır gelmedi. Tarihin sayfaları nice savaşlarla dolu. Ne yazık ki, günümüzde de silahlar susmuş değil.
Millet olarak her zaman barıştan yana olduk. Lâkin geçmişe bakınca, çektiğimiz acıları anlatacak sözleri kelime dağarcığımdan bulmakta zorlanıyorum.
Gence olaylarını hepimiz hatırlıyoruz. O günlerle ilgili bir makale de hazırlamıştım Ekim ayında. Gazetemizin desteği de asla inkar edilemez elbette. Bu defa canlı görmek istedim o facianın izlerini. Ve... böylece uzun bir yolculuğa çıkmış olduk.
Gence Azerbaycan'ın ikinci en büyük kenti. Kadim zamanlardan günümüze kadar önemini hiç kaybetmemiş bir şehir. Dünyaca ünlü Nizami Gencevi'nin memleketidir Gence. Şairler diyarı, İpek Yolunun üzerinde bulunan bir şehir.
İkinci Karabağ Savaşı zamanı Gence defalarca balistik füzelere maruz kaldı. Düşman ne hedefi ne de bizleri şaşırttı. Çocuk, kadın katili olduklarını hiç unutmadık. Dünyanın gözü önünde yeniden masum insanların kanına girdiler.
Haberlerde izlediğimiz o korkunç manzarayı bizler de görmüş olduk. O günden itibaren tek taş yerinden oynamamış. Düşmanın yaptığını herkes görsün istiyoruz. Topraklar işgalden kurtarılmış olsa da, zafer düşmanı sarsıtmış olsa da Gence, Terter, Berde olaylarını unutmamız mümkün değil. Çünkü biz zaferi tek sivil katletmeden aldık. Onlar ise günahsız bebeklerin, insanların yaşam haklarını ellerinden aldılar.
Yıkılmış evlerden, daha doğrusu harabelerden geriye kalan bir çift bebek ayakkabısı büyük acıyı özetlemeye yeterli. O gece ölüm uykusuna yattiklarını bilemezlerdi. Yıkıntıların arasından açmış bir gül dalı tüm yaşananlara bir mesaj veriyordu adeta. Biz küllerimizden yeniden doğduk der gibi. Yarım kalmış hayatlar ise efsaneye dönüşecek ve gelecek zamanda destan gibi anlatılacak.
Karabağ bölgesi Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in bizzat kendi gözetimi altında gün gün onarılmakta. Yanımızda Türk müteahitler çoğunlukta. Eminim ileriki yıllarda bizler, yerli ve yabancı turistler o güzel yerleri gezip görebilecek.
Gelecek bize geçmişi unutturamaz, izleri silemez. Dersimizi aldık ve yolumuza devam ediyoruz artık...
Ps. Ulaşım için Perviz Mustafayev'e çok teşekkür ediyoruz.