Yıl 2003.
 *
Alanya’ya ilk defa geldim. O günün akşamı eniştem ve ablam beni çarpışan otolara bindirmek için iskeleye götürdü. Küçük şirin bir parkın yanından geçerken sordum. Bu parkın adı ne? Eniştem,” Barış Manço Parkı” dedi. Biran çocukluk anılarıma döndüm. O güzel şirin parkta bir saatimi geçirdim.
*
Zaman zaman Barış Manço’nun adının verildiği o parkın yanından geçtiğimde hep o kare gözlerimin önüne gelir. Kolay değil. Çocukluğum o güzel insanın Trt’de yayınlanan programları ile geçti. Barış Manço, çocuklar için ne de güzel çırpınıyordu.
*
Geçen yıl Kurban Bayramı öncesiydi. Bayrama birkaç gün kalmıştı. Yeğenime ‘ sana bir şarkı dinleteyim mi?’ diye sordum. Ona Barış Manço’nun ‘Bugün bayram erken kalkın çocuklar şarkısı ve Ayı şarkısını dinlettim. Birde klipini izlettim, çok eğlendi. Sonra bana döndü dedi ki,” Dayı bu adam çocukları çok seviyor” dedi.  Bende bunu doğruladım. Şimdiler de yeğenimi zaman zaman elinden düşürmediği tabletinde Barış Manço şarkılarını dinlerken yakalıyorum.
*
Barış Manço’yu sadece şarkılarıyla, programları için sevmedim. Düşünceleri ile de sevdim. Barış Manço’nun Fransız bir spikere verdiği cevapla sevgim iki kat daha da artmıştır. Belki birçoğunuz bu hikâyeyi duymuştur.
*
Neydi bu hikâye?
*
Barış Manço Fransa'da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur. Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir. Sürekli, " İşte Türk, yani barbar, vahşi vs. " demektedir. Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere " Yanınızda kâğıt para var mı? " diye sorar!
*
Bu soruya spiker şaşırır ve " Evet var ama n'olacak " der. Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır. Barış Manço spikere sorar: " Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim? " Spiker: "General ." Barış Manço diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar, spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır, "General, Amiral, "Komutan" Spikerin bu "falanca General, falanca Amiral, falanca Komutan" cevabını verir.
*
Cevaptan sonra bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarını çıkarır. Barış Manço der ki: Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy'dur. Şairdir. Bu fotoğraftaki kişi Mevlana'dır. Düşünürdür. Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet'dir. Adaletin sembolüdür. Bu paradaki kişi ise Atatürk'tür. "Yurtta barış, dünyada barış" diyen kişidir. Bizim paralarımız bunlar” der.
*
Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına şairlerimizin, düşünürlerimizin, bilim adamalarımızın fotoğraflarını bastık. Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!" der. Barış Manço'nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keserler. Daha sonra yayına başka bir spiker gelir. Yeni spiker Barış Manço'dan ve Türklerden özür diler, programa böylece devam edilir.
*
Halkını el üstünde tutan, Türkün ismini yerlere düşürmeyen bu güzel insanın Adının verildiği bir ilk okul açıldı. Adı Barış Manço İlkokulu. Önceki gün açılışına gittim. Her yer tıklım tıklımdı. Eşi Lale Manço, çocukları Doğukan ve Batıkan Manço’da babalarının anılarına sahip çıktı ve onlarda açılışta yer aldılar. Çok mutlu ve duygulu oldukları her halinden belliydi.
*
Sadece Barış Manço’nun ailesi mi heyecanlıydı?. Tabi ki de hayır. Okul yönetimi, öğretmenleri, konukları hepsinin yüzünde aynı heyecan vardı. Böylesi güzel bir işe imza attıkları için gururlu ve mutlu oluşları her halinden belliydi. O kadar heyecanlıydılar ki ses düzeneği dışında her şeyi özenle hazırlamışlar. Daha çok yeniler küçük aksaklılar büyük işlerin önünü kesmez.
*
Barış Manço’nun güzel bir sözü vardır. '' Bir gün ölürsem, öldüğüm günü değil, doğduğum günü hatırlayın" demiş. Dileğim odur ki; Barış Manço Parkı gibi Barış Manço İlkokulu da uzun ömürlü olur ve ismi her zaman Alanya’da yaşatılır.  Bu okuldan yetişen çocuklarda; Barış Manço gibi güzel kalpli ve onun izinden, düşüncesinden giderler.