Pazar günü Turizm ve Dışişleri Bakanlarımız ile birlikte Antalya protokolünün katılımıyla bir toplantı yapıldı. Toplantı için görsel vitrinin tek eksiği Sağlık Bakanımızdı. Toplantının amacı Türkiye’ye turist gönderen ülkelere karşı bir tür halkla ilişkiler çalışması yapıp, medya, basın ve sosyal medya aracılığıyla insanların zihninde turizm ve sağlıkla ilgili olumlu düşünceler yaratmak, hem ön yargıları yıkıp, hem siyasi kaygıları bertaraf etmekti.
Sağlıklı Turizm ve Güvenli Kent sloganıyla yapılan bu toplantıda tüm turist gönderen ülkelere karşı iyi bir izlenim bırakmak ve çağrıda bulunmak için en yetkili ağızlardan gereken bilgiler ve yapılması gerekenler tek tek anlatıldı ve aktarıldı.
Hiç bir şey yapmamaktansa biraz çaba sarf edip kapalı olan turizm yollarını açmak için yapılan bu uğraşları takdir edip desteklemeliyiz. Biraz geçte olsa yapılan bu tür bilgilendirici ve tanıtıcı organizasyonların kriz sinyalleri alır almaz yapılmaya başlanmasını yeğlerdik.
Ayrıca bu tür çalışmalara her vatandaşımızın elinden geldiğince katılmasını sağlamakla beraber, Yeni Alanyalı diye tabir ettiğimiz İlçemizde yerleşik olarak yaşayan ve burada konut sahibi olmuş tatillerini burada geçiren yabancı ülke vatandaşlarını da birer gönüllü turizm elçisi olarak kullanıp gerek medyada gerekse sosyal medya üzerinden örgütleyip iyi bir organizasyonla Türkiye’nin ne kadar güvenli ve sağlıklı olduğumuzu kendi ülkelerine anlatmalarını da sağlamalıyız. Sonuçta Alanya’mızda hep beraber yaşayıp nefes alıyoruz…
Tüm krizlerde bir A ve B planlarının olması ve kriz gelmeden önce tüm tedbirlerin alınıp önlenmesi ve hasarların en az kayıpla atlatılması gerekir. Ama bazen ne yapılırsa yapılsın ne tür tedbir alınırsa alınsın iş olacağına varıyor. Bu pandemi krizinde olduğu gibi. 2019 yılı sezon sonunda son yılların en iyi sezonun 2020 yılı sezonu olacağı hayal edilirken, kayıp bir yıl olarak karşımıza çıktığı gibi… Keza bir diğer handikaplı durumda biz her şeyimizle hazır olsak da Covid 19 sıkıntısı bize turist gönderen ülkelerin bazılarında hala hız kesmiş değil.
Şimdi görüyoruz ki tüm umutlar ve çalışmalar Ağustos ayında turist geleceğine dair, peki bu Covid 19 Pandemisi tekrar hortlarsa yada başka bir kriz kapımıza dayanırsa, yada turist gönderen bu ülkelerin ekonomik durumlarından dolayı yeterince turist gelmez ise, turizme dayalı bölgemiz için acaba bir B Planı Var Mı ? Bence şimdiden tedbirlerimizi elden bırakmadan B Planımızı hazırlayalım. Zaten ekonomimize olumlu etki edecek kadar turist gelirse bu plan gelecek için iyi çalışılmış bir ödev çalışması olarak kalır ve kendiliğinden tozlu raflardaki yerini alır
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez, Ama elimizde olan tavukları da korumasını bilelim.
(Kazı A planı olarak düşünelim Tavuğu da B planı olarak düşünelim.)
Sağlıcakla Kalın..