Milattan önce 4. yüzyıla kadar uzanan tarihiyle Limyra, Klasik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait izler taşıyor. Likya Kralı Perikle döneminde bölgenin başkenti olan kent, daha sonra Bizans döneminde de önemli bir merkez olmuş. Surları, kaya mezarları, tiyatrosu, hamamı ve anıtsal yapılarıyla dikkat çeken Limyra, özellikle Roma caddesi üzerindeki sularıyla ziyaretçilere farklı bir deneyim sunuyor.
Su Altında Bir Kent
Limyra'yı diğer antik kentlerden ayıran en önemli özelliklerden biri, suyla iç içe olması. Kentin imar edildiği dönemde inşa edilen kanal ve drenaj sistemleri zamanla kaybolmuş ve yer yer su yüzeyine çıkmış. Bu durum, antik kentin sokaklarını ve yapıları suyla kaplayarak eşsiz bir manzara oluşturmuş. Ziyaretçiler, su içindeki sokaklarda yürüyerek tarihi bir yolculuğa çıkıyorlar.
Kazı Çalışmaları Devam Ediyor
Avusturya Arkeoloji Enstitüsü tarafından yürütülen kazı çalışmalarıyla Limyra'nın gizemli dünyası gün yüzüne çıkarılıyor. Kazılarda, Likya Kralı Perikle'ye ait anıt mezar, kaya mezarları, Roma hamamı ve Ptolemaion gibi önemli yapılar ortaya çıkarılmış. Limyra Antik Kenti, tarihi ve doğal güzellikleriyle turizm için önemli bir potansiyele sahip. Özellikle suyla iç içe olan yapısı, ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunuyor. -Haber Merkezi