Antalya'nın tarihi yarımadası Kaleiçi'nde yer alan 768 yıllık Mevlevihane, yüzyılların izlerini taşıyan yapısı ve zengin kültürel mirası ile ziyaretçilerini büyülüyor.
Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad tarafından 1255 yılında inşa edilen Mevlevihane, Anadolu'da kurulan ilk beş mevlevihaneden biri olarak kabul ediliyor. Yıllarca ibadet ve eğitim merkezi olarak kullanılan yapı, 1925'te kapatılmış ve uzun yıllar boyunca çeşitli amaçlarla kullanılmış. 2018 yılında kapsamlı bir restorasyon çalışmasıyla "yaşayan müze" konseptiyle yeniden hayata kazandırılan Mevlevihane, bugün hem tarihi dokusu hem de düzenlenen etkinlikleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi.
YAKINDAN BİLGİ EDİNİYORLAR
Mevlevihane'de ziyaretçiler, sema ayinleri, musiki dinletileri, söyleşi ve seminerlere katılarak Mevlevi kültürü hakkında daha yakından bilgi edinebiliyorlar. Müzede sergilenen tarihi eserler, el yazmaları, giysiler ve aletler sayesinde ziyaretçiler, Mevlevi dervişlerinin hayatına ve törenlerine dair detaylı bilgiler elde ediyorlar.
UNUTULMAZ DENEYİM
Mevlevihanenin tarihi dokusu, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Selçuklu, Rum ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan yapı, geçmişle geleceği buluşturuyor. Mevlevihane'yi ziyaret edenler, hem tarihi bir yapıya tanıklık ediyor hem de Mevlevi kültürünün zenginliğini keşfediyorlar.
Antalya Mevlevihanesi, sadece tarihi ve kültürel bir miras değil, aynı zamanda kentin turizmine de önemli katkılar sağlıyor. Mevlevihane, Antalya'ya gelen turistlerin ziyaret etmek istediği en önemli yerlerden biri haline geldi. Özellikle yabancı turistler, Mevlevi kültürüne olan ilgileri nedeniyle Mevlevihaneyi büyük bir merakla ziyaret ediyorlar. -Haber Merkezi