Anne Sütünün Bilinmeyenleri

Abone Ol

Süt, Dünya’daki ilk gıdamızdır. Anne sütü ve ilk günlerdeki özel içerikli anne sütü adeta aşı ve ilaç gibi değerlidir. Doğumdan sonra biraz daha sarı renkli özel içerikli bir süt salgılanır. Bu salgı birkaç gün devam eder. Halk arasında bu özel anne sütüne ağız denir. Bizim kolostrum dediğimiz bu ağız sütünün içinde; doğal antibiyotik etkili bileşikler, alerji riskini azaltan özel yapılar, hızlı büyümeyi sağlayan zengin büyüme faktörleri, yüksek doyurucu özelliği, yeni doğan sarılığını ve enfeksiyonları önleyici yönleriyle olağanüstü etkili ve paha biçilmez maddeler bulunmaktadır. Bağışıklık sistemi gelişmemiş, birçok hastalığa açık ve savunmasız olan yeni doğan bebekler bütün ihtiyaçlarını hazır olarak bu şekilde anne sütü içinde bulmuş olurlar. İlk haftadan sonra anne sütü normal yapısına dönüşür. Anne sütünün normal yapısı da o kadar değerlidir ki ilk altı ay, hiçbir şekilde bebeklere anne sütü dışında herhangi bir gıda, su ve herhangi besleyici hazır mama vs verilmemesi ısrarla önerilir. En faydalı ek gıdalara bile altı aydan sonra aşamalı olarak geçilmesi önerilir. Altı aydan sonra ek gıdalara başlandığında bile asla anne sütü kesilmemelidir. Bebek iki yaşını doldurana kadar ek gıdalara devam etmesi ile beraber düzenli olarak emzirilmeye de devam edilmelidir. Bu şekilde bebeklerin sindirim sistemi gelişir. Karşılaşacakları mikroplara, bulaşıcı hastalıklara ve benzeri durumlara karşı doğal bir bağışıklık ve direnç kazanmış olurlar.

Ayrıca anne sütü bebeğin ilk altı ay ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini, vitaminleri ve mineralleri içinde barındırır. Yağlıdır, doyurucudur fakat doymamış yağ asitleri yönünden de zengindir. Bu sayede bir taraftan çok iyi doyurur iken bir taraftan da kalp-damar sağlığının temelleri de sağlam atılmış olur. Beyin ve sinir sistemi gelişimini destekleyici galaktolipid içeriği bulunmaktadır. Başlıca A, D, E ve K vitaminleri yönünden zengindir. Kalsiyum içeriği çok yüksektir. İyi ve çok kaliteli bir protein kaynağıdır. Bu özellikleriyle anne sütü bebeğin büyüme ve gelişmesini en hızlı şekilde yerine getirebilecek gıdadır. İçerdiği büyüme faktörleri beyinden, kemiklere kadar tüm dokular üzerinde geliştirici etki yaparlar. Anne sütü özel içeriğiyle, bebeklerde ölümcül olabilecek tehlikeli ishallere karşı koruyucu olur. Anne sütü, bebeğin zihin kapasitesi gelişimi, kendini güvende hissetmesi ve annesi ile arasında güçlü bağ oluşumu gibi birçok fayda vermektedir. Ayrıca anne sütünün bugüne kadar çok da gündeme gelmemiş olan çok önemli bir etkisi de çağımızın en önemli hastalıklarından obeziteye karşı koruyucu olmasıdır. Yapılan güncel araştırmalar çok net bir şekilde göstermiştir ki iki yıl emziren annelerin çocukları obeziteye karşı belirgin biçimde korunmaktadır. Yani anne sütü alan bebekler fazla kilo almaya ve buna bağlı onlarca hastalığa karşı dirençli olmaktadır. Sütün yetişkin dönemde kansere karşı koruyucu olduğuna dair

güncel araştırmalar da yapılmaktadır. Bütün bunlardan anladığımız üzere anne sütünün etkileri ömür boyu devam etmektedir. Ayrıca anne sütü alternatifsizdir. Unutmayalım ki hiçbir mama anne sütünün yerini tutmaz. Her bebeğin yeterince anne sütü almaya hakkı vardır. Bu durum yasal güvence altına alınmış ve çalışan annelere doğum izni sonrasında işe başlayınca beraber emzirme izni de verilmiştir.

Bu yazıda, anne sütünün önemini ve içeriğini sizlerle paylaşmış oldum. Bir sonraki yazımda, çocuklar ve yetişkinler için süt içmenin önemini ve hangi sütü içmelerinin daha faydalı olacağını anlatmayı umuyorum. Bebeklerimizi ilk ay sadece anne sütüyle beslemekle, altı aydan sonra ise aşamalı olarak ek gıdalara geçmekle beraber, iki yaşına kadar düzenli emzirmekle bu mükemmel hazineden mahrum etmeyelim. Son olarak, emziren anneler, kadınlardaki en sık kanserlerden olan meme kanserine karşı korunmaktadır. Bu durum da annelerin hediyesidir. Sağlıkla kalın.