Röportaj

Alanya profesörün anısına sahip çıktı

Abone Ol

47 yıl boyunca birbirlerine hayat arkadaşlığı yapan Alfred ve Britte Kosing çiftini hayat, geçtiğimiz yıl ekim ayında ayırdı. Birçok sağlık problemi yaşayan 92 yaşındaki Filozof ve Dünya Profesörler Derneği Başkanlığı da yapan Alfred Kosing, midesindeki bir sorun nedeniyle kendi evinde 23 Ekim 2020’de hayatını kaybetmişti. Profesörün anısına hitaben Alanya Posta Medya Britte Kosing’i evinde ziyaret etti. Kosing, eşinin anısına Alanya’nın sahip çıkmasından dolayı mutlu olduğunu belirtti.

‘ONU ÇOK ÖZLÜYORUM’
-Gülşah ANAK: Öncelikle bizleri misafir etmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Profesör Alfred Kosing’in vefatından sonra neler değişti?
-Britte KOSİNG: Eşimin vefatından sonra kendimi çok yalnız hissediyorum. Bu süreçte dostum Fatma’nın varlığı bana en büyük destek. Fatma bizim 20 senelik aile dostumuz. Bu süreçte en çok o bana destek oluyor. Ben okumayı çok seviyorum ama artık gözlerim buna müsaade etmiyor. Onu çok özlüyorum.

‘ALMANYA’YA ASLA GERİ DÖNMEK İSTEMİYORUM’
-G.A.: Prof Kosing Türkiye ve Alanya hayranlığı ile tanınıyordu. Peki sizin ülkemize olan bakış açınız nedir?
- B.K.: Genel olarak Türkiye’de kendimi çok iyi hissediyorum. Doğu Almanya’daki yaşamımızı hatırlıyorum. Oturduğum sitede çok mutluyum. Emin olun ki insanların yardımseverliği beni hayran bırakıyor. Almanya’ya asla geri dönmek istemiyorum.

‘OĞLUMUN HAYALİ DE TÜRKİYE’DE YAŞAMAK’
-G.A.: Bildiğimiz kadarıyla iki tane çocuğunuz var. Çocuklarınız da siz ve rahmetli eşiniz gibi Alanya’ya tutkulu mu?
- B.K.: Bizim bir kızımız bir de oğlumuz var. Oğlum pilot, kızım Psikiyatr Doktor. Onlar Almanya’da yaşıyorlar ama gelip sık sık beni ziyaret ediyorlar. Pilot oğlum da emekli olduktan sonra Türkiye’de yaşamak istiyor. Bu hayaline bağlı olarak da Türkiye’den kendisine ev aldı.

‘TÜRK DOKTORLARI SAYESİNDE İYİLEŞİYORUM’
-G.A.: Peki bir gününüz nasıl geçiyor? Güne başladıktan sonra neler yapıyorsunuz? Okumayı çok sevdiğinizi söylediniz, kariyer olarak siz de güçlü bir geçmişe sahipsiniz. Bu süreçte neler yapmayı düşünüyorsunuz?
- B.K.: Ben eşimin sağlığında ciddi bir kalp operasyonu geçirdim. Daha önce eşimle birlikte de bahsettiğimiz üzere biz Türkiye’nin sağlık sistemine çok güveniyoruz. Bunu birebir yaşamış insanlar olarak sonuna kadar savunuyoruz. Almanya ile kıyaslanamayacak kadar güzel. Onun haricinde eşimi kaybettikten sonra oğlumun yanına gitmek istedim. Valizimi taşırken biraz sabırsız davrandım ve ne yazık ki düşerek kalçamı kırdım. Bir operasyon da bu kazanın ardından geçirdim. Benim yaşımdaki insanların bu tarz operasyonları kaldırabilmesi takdire şayandır. Artık toparlanıyorum. Ancak bunlar benim günlük hareketimi kısıtlıyor. Dediğim gibi gözlerim elverdiğince okumaya çalışıyorum. Onun dışında site içinde sık sık gezintilere çıkıyorum. Çoğu zaman dostum Fatma yanımda oluyor. Türkiye’nin Avrupa’yı değil, Avrupa’nın bu konuda Türkiye’yi örnek alması gerekir.

‘PROFESÖRÜN ANISINA ALANYA SAHİP ÇIKTI’
-G.A.: Peki Profesörün anısına yeteri kadar sahip çıkıldı mı?
-B.K.: Çok güzel bir konuya değindiniz. Alanya’mız o kadar güzel bir yer ki… Basın camiası başta olmak üzere tüm dostlarımız acı günümde yanımda oldu. Bizleri aradılar ve başsağlığı dilediler. Bunlardan birisi ALTSO Başkanı Mehmet Şahin Beydi. Gaye Coşkun hanım da sağ olsun arayarak taziyelerini iletti. Alanya bu konuda bizleri acımızda yalnız bırakmadı. Profesörün anısına Alanya sahip çıktı. Bildiğiniz üzere Profesör pandeminin en yoğun yaşandığı bir zamanda vefat etti. Ona rağmen cenazemizde 45’e yakın kişi vardı. Çok anlamlıydı. Türkiye Felsefe Derneği Başkanı İoanna Kuçuradi de Profesör ile meslektaş olduğu için arayarak taziyelerin iletti. ALKÜ Rektörü Ekrem Kalan ve üniversitenin tüm profesörleri ile ismini şu an hatırlayamadığım birçok dostumuz, lütfen affetsinler beni, yanımızdaydı.

‘ALANYA’NIN TURİZM ELÇİSİ OLMAK İSTİYORDU’
-G.A.: Profesörün vasiyeti Alanya’da defnedilmekti. Onun dışında Profesör Alanya’daki hayatında, sağlığında neler yapmak istedi?
- B.K.: Kendisinin şöyle bir arzusu vardı; Alanya’daki üniversite öğrencilerine ders vermek istiyordu. Öyle bir talep de vardı. Hayatta olsaydı bunu devam ettirecekti. En son Turizm ve Kültür Bakanı Nuri Ersoy ve Alanyalı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da yer aldığı son toplantıda Profesör de davetliydi ve bu talebini dile getirmişti. Alanya’nın turizm elçisi olmayı çok istiyordu. Bu konuda çalışmaları da oldu. Şimdi bayrak benim elimde ve eşimin yaptığı çoğu şeyi ben yapıyorum.

‘ALANYA BANA DOĞU ALMANYA’MI HATIRLATTI’
-G.A.: Alman Medyasının ön yargılarını düzeltmek istediğinizi belirtmiştiniz. Peki Kosing Ailesinin Almanya’ya olan kırgınlığının nedeni nedir?
- B.K.: Almanya bana göre soğuk ve yabancı. Maalesef biz Doğu Almanyalı olduğumuz için bize mesafeliler. Alanya’daki ilk tatilimde her şeyinizi gördüm. İnsanlık, yardımseverlik, öğrencilerin üniformalı halleri, okula gidiş tarları, öğretmenlerine olan saygıları… Bu özellikler bana Doğu Almanya’mı hatırlattı. Bundan dolayı Türkiye’ye ısındım ve gelip ömrümün geri kalanını burada geçirmeye karar verdim. Evet şu an Almanya’da batı ve doğu diye bir ayrım yok ama Batı Almanya bu saydığım özelliklerin tam tersi bir bencilliğe hakimdi. Doğu Alman Profesör ve bilim adamları Türkiye’deki eşitliğin aksine Batı Profesörleri daha üstün tutuluyor.

‘EŞİMİN YANINDAKİ BOŞ ALANI DA KENDİME AYIRTTIM’
Bu nedenler ışığında eşimle birlikte geldik ve burada yaşadık. Tabii insanoğlu, bir başlangıç bir de bitiş var. Eşimi geçen sene kaybettik. Dediğimiz gibi eşimi burada toprağa verdik. Onun yanında boş olan bir yeri ben de kendime ayırttım. Ben de aynı şekilde eşimin yanında Türkiye’de toprağa verilmek istiyorum. Onun çok güzel bir kapasitesi vardı ve dünya tarafından sevilen tanınan bir insandı. Flozofi dalında Dünya Profesörler Derneğinin başkanlığını da yapmıştı. Böyle bir insanı çok az bir emekli maaşıyla gönderdiler. Ne yazık ki Almanya için Doğu Almanya kökenli insanlar ikinci sınıf muamelesi görüyorlar.

‘BİZ BU GEZEGENİN ÇOCUKLARIYIZ’
-G.A.: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey bizler aracılığıyla vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
- B.K.: Ben çok mutluyum. İyi ki Türkiye var ve iyi ki Türkiye’deyim. Onun dışında eşimi sürekli özlüyorum.
ü