Öncelikle bir insanın temel ihtiyaçlarından olan yeme, uyku, korunma gibi konuları düzene sokmamız gerekir. Bu birçok sorunu da çözüme kavuşturacaktır. Örneğin; güne ailece kahvaltı ile başladığınızda hazır olunmuşluğu tamamlamış olacaksınız. Aynı zamanda iletişim kanallarınız çalışmaya başladığından okul, iş ve evdeki sorumluluklara karşı duyarlı hale geleceksiniz.
Uyku durumu kişinin adaptasyon sağlamasında önemli başlıklardan birisidir. Yetişkinlerin günde 7-8 saat, çocukların ise 10-11 saat uyuması gerekmektedir. Ebeveynlerin hem kendilerine hem de çocuklarına bu konuda taviz vermemeleri çok önemlidir. Çünkü; geç saatlere kadar oturmak kişinin bir sonraki güne yorgun ve bitkin başlamasına neden olacağından uyum sürecini de olumsuz etkileyecektir. Temel anlamda uyku düzenini sağlayan birey ise dinç bir şekilde yaşantılara karşı mücadelesini sürdürebilir.
Korunma başlığına baktığımızda özellikle çocukların güvenilirlik hissine sahip olduklarında daha rahat ve istenilen ölçüde davrandıkları gözlemlenmektedir. Yine yetişkin bir birey içinde güvenlik, güvenli ortam tercih edilir olmaktadır. Aileler ev içersindeki ilişkilerini düzenleyerek huzur ve güvenli ortamı sağlamalı, çocukların dahil oldukları okul, etüt, spor ve sanat merkezlerinde de benzer koşulların bulunup bulunmadığını sorgulamalıdır. Tespit ettikleri sıkıntı durumların düzelmesi için çaba harcamalıdır.
Adaptasyon kelime anlamı itibariyle uyarlama olarak ifade edilir. Mevcut koşulları kendimize uyarlayabilmek dirençlerimizi kırmaktan geçecektir. Unutmayın zihninize belli bir süre aynı yönergeleri verdiğinizde otomatik olarak davranışınızın değiştiğini görürsünüz. “Yapamıyorum, uyum sağlayamıyorum, sanki hiç düzelmeyecek” dediğiniz her cümlenin değişim için açık kapısı bulunmaktadır. Yeter ki o kapıyı çalmayı, ısrarla çalmayı bilelim.