Pazar günü alçaklar kalbimize hançer sapladı. Derinden sarsıldık.
Ankarada hain saldırı sonucu ölen vatandaşlarımızın mekanı cennet olsun.
Yaralananlara acil şifalar dilerim.
Geride kalanlara Allah sabır versin.
Allah kimseye böyle tarifsiz, ansız acı yaşatmasın.
Terörü ve terör eylemlerini yapanları lanetliyorum. Allah bin türlü belalarını versin.
Alçaklar ciğerimizi dağladı.
Dünya tarihinde böyle caniliğe az rastlanır.
Malesef PKK terör örgütü haince eylemleriyle Türkleri ve Kürtleri birbirine düşürmek istemektedir. Ama bir türlü başaramadılar.
Olmuyor.
Terör eylemleri ile ülkenin bir parçasını açıkça koparmaya çalışmaktadır. Yapamıyorlar, halk da destek vermiyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ki siyasi temsilcileri de her ortamda, koro halinde ayçiçeği çekirdeği yer gibi barış da barış diyenler, ilk fırsatta kriz yaşadığımız Rusya ile utanmadan kucaklaşıverdi.
Gittiler Putinle buluştular. Bunlar bizim milletvekillerimiz.
Malesef kürtleri büyük devletlerin masasında “oyun kartları” haline getirdiler.
İçlerinde kelli felli, büyükşehir başkanlığı yapmış adamlar var. Hiç biri de çıkıp yahu biz ne yapıyoruz diyemiyor.Yazık, yazık. İçtiğiniz su, yediğiniz yemek haram olsun.
Utanmadan, sıkılmadan, insan olup olmadığı belli olmayanlar güruhlar, parça pinçik olmuş leşe taziye çadırı açıyorlar. Ailesi bile kabul etmiyor, Türkiye’nin milletvekilleri katille gurur duyuyor. Bunu hangi gönül affeder?
Neyin kafasını yaşıyorlar?
Eşkiyalar ve yalakaları ve destekçileri ve kalemleri ve kırmaları ve sinenleri ve dönekleri ve içinden sevinenler Türk’ e diz çöktürebileceğini zannediyor.. Bütün hainler birleşip Türk’e hep birlikte savaş açmışlar.
Açın bakalım.
***
Geçen hafta sonu, Finlandiya’nın başkenti Helsinki'de emlak fuarına katıldık, elimizden geldiğince memleketimizi tanıtmaya çalıştık.
Finlandiya, dürüst, çalışkan ve insani yönleri gelişmiş bir toplum.
Yılda en az 2 defa fuar 5 değişik ilinde seminer yaparız.
Ancak ilk defa Finlileri bu kadar şakın ve tedirgin gördüm. Çok değişik yabancı göçmen hikayeleri duydum. Yaklaşık 30 bin Suriyeli ve Iraklı gelmiş. Değişik şehirlere yerleştirilen yabancılar gene Helsinki’nin yolunu tutmuşlar. Sokak ortasında ufacık kızlara cinsel tacizler, tecavüzler, sarkıntlıklar, kavgalar Finlileri vay canına geçirmiş. Artık bayanlar tek başına Helsinki sokaklarından yalnız yürüyemez hale gelmiş. Gece yanımızdan geçen bayanlar tedirgin ve dikkatli ayrıca yabancılardan aralıklı yürüyor.
Pazar akşamı Finli dostlarımız bizi “Milliklubi” isminde bir kulübüne çağırdılar. Ayaklarımı sürüyerek gittim. Ankara'da patlayan bomba moralimi alt üst etmişti. Kapıdan içeri baktım içerisi zaten boş görünüyordu.
Girdim.
Arkadan, elbise odasından iri kıyım güvenlik dur bakalım, pasaportunu göster dedi.
Hayrola başka bir ülkeye mi giriyoruz dedim şaka yollu.
Pasaport olmadan giremzsin dedi.
Ehliyetimi çıkardım gösterdim.
Bu Türk ehliyeti dedi.
Ee?
Pasaport olacak dedi. Yaşım 43, buraya iş dolayısı ile geldim. Sıkıntı ne dedim? Meğer ne kadar saf mışım? Ben yaş kontrolü yapıyor zannettim, adam resmen yabancı olduğum için beni içeri almıyor. Biraz tartıştık. İçerden beni çağıranları aradım telefonla, geldiler, bişeyle konuştular.
Girebilirsin dedi.
Zaten moralim bozuk üstüne cila oldu.
Ceketi asmak için için 3 Euro istedi, 5 Euro verdim.
2 Euro bozuk para verdi geri.
Avucunu açtım, 2 Euro'yu elinin içine koydum ve kapattım.
Bu senin dedim.
Teşekkür ederim ederim bayım dedi bana..
Yani 2 paralık adamlar bize kapıda pasaport soruyor.
Üzgünüm ama, artık Avrupada Türkiyeli olmak yada Suriyeli olmak önemli değil.
Yabacısın.
Avrupada yabancılara hayat bitmiş.
Hele bir de müslümansan.
Haklı-haksız.
Adamlarda 30 bin yabancı mülteci var, illallah etmişler, bizde 3 milyon mülteci var, biz ne yapacağız bilmiyorum?
Mülteciler Avrupa’ya ve Türkiye’ye Rusya’nın hediyesidir. Yakında vatandaşlığı da alacaklar.
Hayırlı olsun.