Yılların gerçek, zamanın yalan olduğunu biliyoruz. Daha dün gibi, değil mi? Ve... bir yıl daha bitiyor.
Ömürden koskoca bir sene geçip gitti. Düne boylanıp bakarsak neler görürüz? Ders alır mıyız, işte orası karanlık.
Bu sene de sevgiden çok konuşamayacağız, yine güzelliklerden bahsedemeyeceğiz. Yoğun bir sene, yoğun gündem ama elde var "hüsran".
Dolar ve euro ikilisi pek yerinde duramayan çocuk gibi yaramazlık peşinde, yalnız güldürmedi, sevindiremedi. Sonunda normal seviyeye düştü desek de marketlerde fiyatlara hala çok yüksek. Ateş pahası her şey.
Eskiden fakir fukaranın yediği nohut, fasulye şimdilerde ağa yemeği. Mercimek, o da ne? Makarna? O da rafta ki arkadaşlarından geri kalmayayım demiş!
Ülke iki kutba bölünmüş, dinleyince hepsi haklı. Peki, haklı olmak yeterli mi? Yüksek mertebeden bakınca insanlar çok küçük gözükür, o zaman halkın içine karışın ama bir şartla. Kapatın mikrofonları, kameraları. Görünen çoğu zaman yalan değil mi?
Umudu yaraladığınız zaman inam hasta düşer. Ekonomik anlamda zorluk çeken kimse ne yapsın politikayı? Onu düşünecek hal gerekir.
Gelelim şehrimize. Alanya için bu sene geçtiğimiz yıldan daha iyi, hareketli geçti. Yağmasa da damladı. Şehirde yıkılan otellerin yerine yapılan daireler biraz can sıktı. İş imkanının azaldığı anlamına gelen bu yatırımlar kimi güldürdü, bilmem.
Alanya meyve cenneti, turizm kentidir. Ama sanırım birkaç seneye sadece turizm kenti diyeceğiz. Gidişat bunu gösteriyor. Geç olmadan güç olan yapılsa mı?
Politik çekişmeleri sevmediğim gibi, boş sözleri, boş işleri zaman kaybı olarak görmek gerektiğini hatırlatıp, insanlık adına önemli adımların atılmasını diliyorum. Umarım yeni sene son iki seneyi aratmaz...
Cümleten iyi seneler. Seneye, 2022 de görüşmek üzere. Hoşça kalın.